ADHK ve AGEB, Almanya, Avusturya ve İsviçre’de “Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı!” başlıklı paneller düzenledi.
AGEB ve ADHK’nin ortak düzenlediği, “Emperyalist Savaş Kıskacında; Ortadoğu’da Gelişmeler ve Türk Devletinin Çıkmazı” başlıklı panelleri 15 Aralık Almanya Ludwigsburg’da 21 ve 22 Aralık tarihleri arasında da Avusturya’nın Innsbruck, Viyana ve İsviçre’nin Zürih kentlerinde gerçekleştirildi.
Paneller devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler adına yapılan saygı duruşu ve açılış konuşmaları ile başlandı.
ADHK temsilcisi; 3. Dünya savaşının kapımızı çaldığı bir süreçte savaşların vekalet savaşları ile devam ettiğini Siyonistlerin Filistin, Lübnana yönelik yaptığı katliamların Ellibine yaklaştığını ABD ve Rusya’nın karşı karşıya geldiği tek sorun Ukrayna savaşı olmadığını Çelişki ve çatışmaların en yoğun yaşandığı, her bir emperyalist ve bölge devletlerinin hesaplarının olduğu ve bu nedenle kan gölüne döndürülen Ortadoğu gerçeği var olduğunu söyledi. Bu bölgede de her iki emperyalistin farklı çıkarları birbirleri karşısında konumlanmalarını sağlamış durumda. Ki, bu yeni bir durum değil, 1960’lardan bu yana devam eden bir durum olduğunun altını çizen ADHK temsilcisi Ortadoğu’da emperyalist politikaların sürdüğünü, Suriye’de Esad rejiminin 10 günde düşmesinin ABD, İngiltere, Batılı emperyalistler ve Rusya’nın bir anlaşmaya dayalı olma ihtimaline dikkat çekti.
Suriye’deki sürecin nereye evrilebileceğine yönelik şimdilik kesin belirlemeler yapılamayacağını Ortadoğu’da sınırların yeniden çizildiğini ifade eden ADHK temsilcisi, ABD’nin seçilmiş başkanı Trump, Erdoğan hakkında “Çok akıllı bir adam ve çok güçlü. Erdoğan iyi anlaştığım biri. Çok güçlü bir ordu kurdu. Çok zeki bir adam ve oldukça çetin bir lider” açıklaması yapmıştı. Emperyalistlerin Ortadoğu’da iki maşasının olduğunu bunlardan birinin İsrail, diğerinin ise “TC” olduğunu önümüzdeki süreçte İran’a Türkiye üzerinden müdahale edileceğini ve Ortadoğu’da henüz sonuçlanmış bir planlamanın bitmediğini ve devam ettiğini belirtti.
ADHK temsilcisi son olarak, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme haklarına sonuna kadar saygılıyızdır. Bu konuda en ufak bir kuşku yok. Ancak, hareketin fiili olarak desteklenir desteklenmemesi o hareketin siyasi, ideolojik savunusu ve pratik eylem çizgisi bizler açısından belirleyici olur vurgusu yaptı.
AGEB temsilcisi de kapitalizmin serbest rekabetçi dönemden, emperyalizm aşamasına evrilmesine, 1. ve 2. emperyalist paylaşım savaşlarına ve savaşlarda ortaya çıkan Ekim Devrimi ve Çin Devrimi’ne dikkat çekti.
Lenin’in 1916’da kaleme aldığı emperyalizm tahlili ve savaşlara karşı, devrimci iç savaş önermesinin altını çizerek bugün de devrimci ve komünist güçlerin kendi ülkelerinde kendi egemenlerine ve devletlerine karşı mücadeleyi büyütmesi gerektiğini söyleyen AGEB temsilcisi, Ortadoğu’da 100 yıldır süren ve çözülmeyen Filistin ve Kürt sorununa da değinerek mücadele, çözüm ve olası tehlikelere işaret etti.
Ezilen mazlum, ulus ve halkların mücadelesine destek vermenin ve anti emperyalist mücadeleyi büyütmenin zorunluluğuna dikkati çeken AGEB temsilcisi, “Anti emperyalist güçlerin bir araya gelerek, emperyalist güçlere karşı bir direniş cephesi oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Ulusal hareketin, emperyalistler ile olan ilişkisinin taktiksel olduğunu ifade eden AGEB temsilcisi, “Bugünkü süreçte sokakta, eylemlerde, anti emperyalist mücadeleyi büyütme de ortaklaşmak ve birlikte çalışmak gerekiyor” dedi.
Yoğun katılım gösterildiği paneller soru-cevaplar, çağrılar ile sona erdi.