HABER MERKEZİ (14.06.2014)- “Emperyalist hegemonya, sermaye dolaşımının gereği olarak her bir ülke özgülünde özel programlar uygulamaktadır. Ortadoğu, emperyalizmin yüz yıllardır özel gündemli bölge durumundadır. Batılı emperyalistler (özellikle de ABD); bölgede din faktörünü ekonomik çıkarlarına malzeme olarak kullanmayı ihmal etmemektedir. Sermaye çarkının önündeki tüm engellerin -ki bu din dahi olsa- bertaraf edilmesinin fetvası çoktan verilmiştir. Bundandır ki; sermaye (kapitalizm) din unsurunun yalnızca çıkarlarına denk düşen kültürü üzerinden yogunlaşır. Tüm dinlerdeki ticaret işleyişi, bugün, kapitalizmin üzerinden yükseldiği zemin olarak anlaşılması gerekmektedir. Yani dinler, ticareti yadsımamaktadır. Ondan da öte, kapitalizmin kitlelerde kabullenişinin birer kültürel aracı konumundadır. Din‘i motifte Ortadoğu‘nun çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır. Ortadoğu‘da emperyalist talana itirazların çoğunluğu, İslamiyete dayalı kafire verilen fetva içeriğindedir. Aslında bu, emperyalizme karşı oluşundan değil, emperyal güçlerin o günkü konjonktürel durumda Hristiyan aleminden olmasından ileri gelmektedir. Bu türden örgütler, sömürüye karşı olmadığı gibi; anti-emperyalist bir niteliğinin olduğunu söylemek dahi, gün açısından vahim bir durumdur. Söylemde anti-emperyalist görünüm, onun gerçek niteligini değiştirmemektedir-değiştiremez de. Bu yaklaşımdan hareketle şunu baştan söyleyelim ki; IŞİD emperyalist terör madeninden üretilmiş sadece bir damardır. Bu örgütlenmeler niteliğinde daha yüzlercesi dünyanın her bir cografyasında örgütlendirilmiş durumdadır. Bu madende insaniyet ve doğa yararına bir şey aranmamalıdır. Bugünkü gelişmeler, Irak işgali ve askeri gücünü “geri ҫekme“ senaryosunun bir parçasıdır.
Kürtler (özellikle de güney Kürdistan), emperyalist hegemonyanın şemsiyesi altında kendilerine bir gölge aramaktadır. Bugün bu gölgenin altında serinleyenler, yarının dünyasında başta kendi halkı olmak üzere; dünyanın diğer ezilenlerine eziyet etmeye katılmakta zorunludur. Biat etmenin kanunudur bu. Unutulmamalı ki; emperyalizm gölgesini dahi sana fazla görecek egemen hegemonya silsilesidir. Kendi öz gücüne güvenmek esas olmalıdır. Sözkonusu güçlerden medet ummak, bugünkü gelişmelere itiraz etme hakkını elinden almaktadır.
Çeşitli uluslardan tüm müslüman halklara çağrımızdır: Cihad çağrısıyla Ortadoğu veya herhangi bir başka bölgede savaşa götürülen çocuklarınıza sahip çıkın ve onları, emperyalistlerin ve Onların bölgedeki uşaklarının yürüttüğü kirli savaştan geri çekin. Bu savaşa, özellikle Türkiye, Kuzey Kürdistan ve Avrupa’dan binlerce gencin götürüldüğü sürekli açıklanmaktadır. IŞİD’in yürüttüğü saldırı, Müslüman halkların çıkarına olan bir savaş değil, emperyalistlerin ve Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi egemen bölge devletlerinin (Suudi Arabistan, Katar vb.) işgal hareketidir. Destek vermeyin, karşı çıkın!
Dünya halklarına doğruyu göstermek görevimizdir. Evet yine söylemekten geri durmayacağız. Yeni bir dünya mümkün! Dünyadaki tüm ezilen mazlumlar geleceğini eline almakta en güçlü-güncel haklılığa sahiptir. Yapabileceklerimizi sınırlamadan, var gücümüzle, bu gerçeklikleri anlatmayı ve gerekliliklerini yapmayı asla ihmal etmeyeceğimizin bir kez daha altını çiziyoruz.
Kahrolsun emperyalizm ve öncülügündeki tüm gericilik!
Yeni bir dünya mümkün!”